Gölgemiz, vücudumuzun o andaki duruşunu yansıtır. Kımıldadığımız, yürüdüğümüz, koştuğumuz zaman, gölgemizde bizimle birlikte kımıldar, yürür, koşar. Yani vücudumuzun hareketlerini olduğu gibi taklit eder. Nitekim, “birini gölge gibi takip etmek” deyimi, o kimsenin “peşini bırakmamak” anlamında kullanılır. Bununla birlikte insanın ayaklarının gölgesi üzerine uzanabileceği düşünülebilir.
Gölgeler, ışık kaynağından engel geçen bir nesnenin arkasında oluşan ışık yansımasıdır. Gölgelerin maddi bir varlık olmadığı, yalnızca ışık yansıması olduğu için, gölgeleri çiğnemek mümkün değildir.
Gölgeler, görünür ışık dalgaları tarafından oluşturulur ve bu dalgalar, maddi nesnelerin yüzeylerinden yansır. Bu yansıma sonucu, ışık kaynağından engel geçen nesnenin arkasında bir ışık yansıması oluşur ve bu yansıma, bir gölge olarak algılanır.
Gölgeler, fiziksel varlıklar değillerdir ve dolayısıyla çiğnenemezler. Gölgeler, yalnızca ışığın yansımasıdır ve herhangi bir fiziksel varlıkla ilişkisi yoktur. Işığın, yansıdığı nesnenin şekline ve boyutuna bağlı olarak farklı boyutlarda ve şekillerde gölgeler oluşabilir.
Bununla birlikte, gölgelerin varlığı, fiziksel nesnelerin varlığına ve hareketine işaret eder. Gölgeler, ışığın engellerden geçerken ne kadarını geçebildiğine bağlı olarak oluşur. Dolayısıyla, gölgeler, ışık kaynağından engel geçen nesnelerin varlığına işaret ederler.