Haftanın yedi güne bölünüşü bize Keldanilerden gelmedir. İbraniler bu bölünüşe mistik bir anlam eklediler. Dünya ilk altı gönde yaratıldı, yedinci gün dinlenmeye ayrıldı dediler. Roma imparatoru Ağustos saltanat sürdüğü sırada hafta kesin olarak benimsedi ve her güne bir tanrının adı verildi ki bu, bugün dahi, biraz değişik olmakla birlikte, yabancı dillerdeki gün adlarında görülmektedir.
Haftada yedi gün olmasının nedeni, tarihsel, kültürel ve dini faktörlere dayanmaktadır. Hafta kelimesi, antik Mısır döneminde kullanılmıştır ve ayın farklı fazlarına göre farklı günlerin kutsal kabul edildiği bir takvimi tanımlar.
Modern hafta takvimi ise, eski Babil’de kullanılan takvime dayanır. Bu takvim, 7’ye bölünmüş bir döngüye dayanıyordu ve her bir döngü, bir gezegenin adıyla adlandırılıyordu. Güneş, Ay, Mars, Merkür, Jupiter, Venus ve Satürn.
Haftanın yedi günü, günümüz takvim sistemlerinde de kullanılır ve bu takvimler genellikle Roma takvimine dayanır. Roma takvimi, yedi günü bir haftaya bölmüştü ve her gün, farklı tanrılara veya güneş ve ay gibi doğal olaylara atfedilmişti. Örneğin, Pazartesi Ay’a, Salı Mars’a, Çarşamba Merkür’e, Perşembe Jupiter’e, Cuma Venüs’e, Cumartesi ise Satürn’e adanmıştı. Pazar ise, Güneş’e atfedilmişti.
Haftanın yedi günü, aynı zamanda dini inançlar ve uygulamalarla da bağlantılıdır. Hristiyanlık, İslam ve Yahudilik gibi birçok din, haftanın yedinci günü kutsal kabul eder. Hristiyanlıkta Pazar günü, İslam’da Cuma günü ve Yahudilikte Cumartesi günü kutsal kabul edilir.