Kış Mevsiminde, güneş ışınları ülkemize yatay olarak gelirler. Yeryüzünün her birimi diğer bütün mevsimlere nazaran daha az sıcaklık alır. Bu nedenle hava, diğer mevsimlerden daha soğuk olur. Hava kürenin yer kabuğuna yakın olan kısımları bile bu etkiden kurtulamazlar. Bunun normal sonucu olarak, bulutları oluşturan su damlacıkları, buz kristallerine dönüşürler. Birleşen bu buz kristalleri, erimeğe fırsat bulamadan kar tanecikleri durumunda yeryüzüne düşerek kar yağışını oluştururlar.
Kışın kar yağması, atmosferdeki nemin soğuması ve su buharının buz kristallerine dönüşmesi sonucu oluşur. Kar yağışının gerçekleşebilmesi için, belirli hava koşullarının bir araya gelmesi gereklidir.
Kar yağışı, öncelikle soğuk hava koşullarına bağlıdır. Hava soğuk olduğunda, atmosferdeki su buharı daha az enerjiye sahiptir ve buhar hızla yoğunlaşarak su damlacıklarına dönüşür. Bu damlacıklar, sıcaklıkları sıfırın altına düştüğünde buz kristallerine dönüşürler. Bu buz kristalleri, daha sonra yere düşerek kar yağışını oluşturur.
Kar yağışı için diğer önemli bir faktör, nemin varlığıdır. Nemli bir atmosfer, daha fazla su buharı içerir ve buharın yoğunlaşması için daha fazla alan sağlar. Bu nedenle, kar yağışı genellikle nemli hava koşullarında gerçekleşir.
Rüzgar da kar yağışını etkileyebilir. Rüzgar, nemli havayı farklı bölgelere taşıyarak, nemli havanın daha soğuk hava koşullarına maruz kalmasına neden olabilir. Bu, daha fazla buz kristali oluşmasına ve dolayısıyla daha fazla kar yağışına yol açabilir.