Koşu sırasında kaslar çalışır ve dokulardaki yanma olayı yoğunlaşır. Oksijen ihtiyacı artar. Oksijeni taşıyan ise kandır. Omurilikle kalbi bağlayan artosempatik sinirler, kalp kası liflerini uyararak, kırbaçlayıcı etkisi olan bir madde işlerler. Kalp atışlarının hızı artar, gerilmelerin kuvveti yükselir. Yarıştan ancak bir süre sonra kalp normal hızına döner. Çünkü önceden işlenen kimyasal madde, organizma tarafından hemen atılmaz.
Koşarken, kalp daha hızlı atar çünkü kaslara daha fazla oksijen ve besin taşınması gerektiğinden, vücut daha fazla kan pompalamalıdır. Koşu sırasında, kaslar daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar ve bu da daha fazla oksijen ve besin maddesine ihtiyaç duyar. Kalp, bu ihtiyacı karşılamak için daha hızlı atar ve daha fazla kan pompalar. Bu, kaslara daha fazla oksijen ve besin maddesi taşır ve aynı zamanda atık maddeleri, özellikle karbondioksiti, akciğerlere taşımak için daha fazla kan akışı sağlar.
Koşarken kalbin daha hızlı atması, kanın daha hızlı dolaşması anlamına gelir. Bu, vücut sıcaklığını düzenlemeye yardımcı olur ve terleme yoluyla fazla ısının atılmasını sağlar. Ayrıca, daha hızlı bir kalp atış hızı, kaslarda daha fazla enerji üretilmesine yardımcı olur ve böylece daha uzun süre koşmak için daha fazla dayanıklılık sağlar.
Ancak, aşırı egzersiz veya yoğun koşu, kalbin çok hızlı çalışmasına neden olabilir ve bu da kalp atışında düzensizliklere veya aritmiye neden olabilir. Bu nedenle, herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce bir doktora danışmak önemlidir ve ayrıca, koşarken veya diğer egzersizlerde aşırıya kaçmaktan kaçınmak gerekir. Ayrıca, kalp sağlığının korunması için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek önemlidir.