Bir zamanlar, Türk milleti zorlu bir dönemden geçiyordu. Ülke, işgal edilmişti ve halkın özgürlüğü elinden alınmıştı. Fakat Türk milleti pes etmedi, direndi ve mücadele etmeye karar verdi.
Bir gün, Anadolu’nun güzel bir köyünde yaşayan küçük bir çocuk, adı Ali olan bu köyde, okuluna giderken yolda bir adamla karşılaştı. Adam, yaşlı ve yorgundu. Ali, ona yardım etmek istedi ve ona su verdi.
Adam, Ali’ye, “Teşekkür ederim, sen gerçek bir kahramansın,” dedi.
Ali, “Ben bir kahraman değilim,” diye cevap verdi, “Ama ülkemizin kahramanları var, Kurtuluş Savaşı’nda mücadele ettiler ve bizim özgürlüğümüzü kazandılar.”
Adam, Ali’ye, “Evet, öyle kahramanlar vardı. Sen de onların izinde yürüyerek, ülkemiz için mücadele edebilirsin,” dedi.
Ali, bu sözlerden etkilendi ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarının hikayelerini araştırmaya başladı. O kahramanların neler yaptığını, nasıl mücadele ettiklerini, hangi zorluklarla karşılaştıklarını öğrendi.
Ve o gününden sonra, Ali’nin hayatı değişti. O, ülkesi için mücadele eden bir kahraman olmak istedi. Eğitimine daha fazla önem verdi, tarihi okudu, halkına yardım etti ve ülkesinin özgürlüğü için mücadele etti.
Ve nihayetinde, Kurtuluş Savaşı kazanıldı ve Türk milleti özgürlüğüne kavuştu. Ali de, kendi küçük ama önemli katkılarıyla, ülkesinin kurtuluşunda yer almıştı.