Kedinin en çok sevdiği şey, ciğerdir. Öyle ki, bir kimsenin bir şeye pek imrenerek baktığını görürsek, onun için “kedinin ciğere baktığı gibi bakıyor” deriz. Eğer kedinin bulunduğu bir yerde, ciğeri ortada bırakıp gidersek, dönüşümüzde bulamayız. Çünkü çoktan, hayvanın midesine inmiştir. İşte, yukarıdaki deyim, ahlâkından ve dürüstlüğünden kesinlikle emin olmadığımız bir kimseye, değerli bir şeyimizi emanet etmememiz gerektiğini, aksi halde onu kaybedeceğimizi, bir benzetmeyle anlatmak istemektedir.
“Kediye ciğer emanet edilmez” bir atasözüdür ve genellikle insanların güvenilir olmayan kişilere veya şeylere emanetlerini vermemeleri gerektiğini ifade etmek için kullanılır.
Bu atasözü, kedinin doğal olarak avcı bir hayvan olduğu gerçeğine dayanır. Kedinin içgüdüsel olarak avlaması gereken bir şey gördüğünde onu avlama eğiliminde olduğu ve kedinin ağzına bir şey koymak veya kediye bir şey emanet etmek tehlikeli olabileceği düşünülür. Benzer şekilde, insanlar da emanet ettikleri şeyleri güvenilir olmayan kişilere veya şeylere verirlerse zarar görebilirler.
Bu atasözü, birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Örneğin, bir iş yerinde, bir çalışanın güvenilir olmadığı durumlarda önemli işler veya bilgilerin o çalışana verilmemesi gerektiği söylenebilir. Benzer şekilde, kişisel ilişkilerde de güvenilir olmayan kişilere önemli şeylerin emanet edilmemesi önerilir.
Ancak, bu atasözü bazen, güvensizlik ve şüpheciliğin aşırıya kaçması durumunda kişiler arasında güven duygusunun kaybolabileceğine işaret edebilir. Bu nedenle, atasözünün kullanımı bağlama göre değişebilir ve farklı yorumlar alabilir.