Günümüzden milyonlarca yıl önce, toprak kaymaları, karaların deniz, denizlerin kara haline dönüşmesi gibi büyük tektonik olaylar sonucu, ormanlar yer altında kalmışlar ve oradaki havasız ortamda, sıcaklık ve basınç etkisiyle, uzun kimyasal değişikliklere uğrayarak kömürleşmişlerdir. Bugün kömür yataklarına, toprağın 400-4000 metre derinliklerinde rastlanmaktadır. Antrasit, taş Uya da maden kömürü, linyit, turba ve grafit, bu şekilde oluşmuş, tabiî kömürlerdir
Kömür, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve diğer organik maddelerin, yüksek basınç ve sıcaklık altında uzun süreli ayrışması ve karbonlaşması sonucu oluşur. Yani, kömür, organik maddelerin uzun bir süre boyunca doğal yollarla ayrışması sonucu meydana gelir.
Yer altından çıkarılan kömür, genellikle “lignite”, “bitümlü kömür” ve “lignite öncesi kömür” olmak üzere üç ana kategoriye ayrılır.
Lignite, en genç kömür tipidir ve yaklaşık 60 milyon yıl önce oluşmuştur. Bitümlü kömür, lignite’den daha yaşlıdır ve genellikle 100 ila 300 milyon yıl önce oluşmuştur. Lignite öncesi kömür ise en eski kömür tipidir ve 300 milyondan daha eski olabilir.
Bu organik maddeler, göl, nehir ve deniz yataklarında birikir ve zamanla tortul kayaların içine gömülürler. Bu organik maddeler, zamanla, tortul kayaların altında ve yüksek sıcaklık ve basınç altında kalırlar. Bu süreç, organik maddelerdeki su, hidrojen, azot ve diğer elementleri uzaklaştırarak, yüksek karbon içeriği olan bir malzeme olan kömürü oluşturur.
Kömür, dünya çapında büyük ölçekte kullanılan bir enerji kaynağıdır. Ancak, kömürün çıkarılması, yakılması ve kullanımı çevre kirliliği ve sera gazı emisyonlarına neden olabilir. Bu nedenle, birçok ülke, kömür yerine daha temiz enerji kaynaklarına yatırım yapmaya başlamıştır.